Play Now

Biz asırlar boyunca üç kıta, yedi iklimde hükümranlık kurmasına rağmen tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir devletiz. Sistemde kayıtlı doğrulanmış telefon numaranız güvenlik süreçlerinin önemli bir parçasıdır. MEB, LGS puanlarının yeniden hesaplanacağını duyurdu.Yapılan açıklamada “Tüm öğrencilerin yerleştiği okullardaki hakları korundu. Üst tercihe yerleşmeye hak kazanana yeni kayıt hakkı olacak.” denildi. Talebiniz devam ediyor ise, hizmet standartlarımızı geliştirmek adına iptal nedeninizi buradan iletebilirsiniz.

Casino Bonus Play
Bet10 250 TL Deneme Bonusu PLAY
Nevacasino 250 TL Deneme Bonusu PLAY
Slottica 434 TL Deneme Bonusu PLAY
Mostbet 505 TL Deneme Bonusu PLAY
7Slots 155 TL Deneme Bonusu PLAY
Xslot 125 TL Deneme Bonusu PLAY

Cep Telefonunuzu Doğrulayın

Kimse kusura bakmasın, ama biz bu gerçeklere gözlerimizi kapatamayız. Milleti ve milli iradeyi hedef alan bir kalkışmayı meşru bir demokratik eylem olarak göremeyiz. Gezi olaylarıyla ilgili tarih hükmünü vermiş, millet hükmünü vermiştir. Hepsinden öte bağımsız Türk mahkemeleri hükmünü vermiştir. Ekonomide kalkınma yolculuğumuzun sık sık kesintiye uğramasıyla ödedik. Demokraside vesayetin gölgesinden çıkamayarak ödedik.

  • Milletin hakkını, hukukunu savunmak, saldırılar karşısında milletin özellikle iradesini, namusunu korumak bizim asli görevimizdir.
  • Bugün hatırladıkça yüreklerimizi yakan nice dramatik olay yaşadık.
  • Biz asırlar boyunca üç kıta, yedi iklimde hükümranlık kurmasına rağmen tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir devletiz.
  • Darbeye uygun ortam hazırlamak için buu milletin evlatlarını kullandılar.
  • Evet 11 sene sonra da olsa, çok geç de olsa bu hadise ile ilgili samimi nedamet cümlelerine ihtiyaç vardır.

“Gezi’nin maliyeti 1,4 milyar dolar”

O karanlık günlerin ceremesini milletimizle birlikte en çok üniversitelerimiz çekti. Sadece ekonomik zorluklarla değil, üniversitelerimizi esir alan ideolojik kavgalarla da mücadele ettik. Biraz evvel hem Sayın Rektörümüz, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanımız konuşmalarında detayları bizlerle paylaştılar.

“Gezi’nin maliyeti 1,4 milyar dolar”

Sapla samanı karıştırarak bu meseleyi tekrar gündeme getirmeye çalışıyor. Türkiye’ye milyarlarca dolar faturası olan böyle bir kalkışma üzerinden kendilerince bir özür bahsi açıyorlar. Evet 11 sene sonra da olsa, çok geç de olsa bu hadise ile ilgili samimi nedamet cümlelerine ihtiyaç vardır. Gezi Olayları sebebiyle çıkıp özür dilemesi gereken birileri varsa bunlar tabii ki demokrasiyi ve milli iradeyi savunanlar değildir. Tam tersine bu hadisede asıl özeleştiri vermesi gerekenler haftalarca sokakları ateşe, kaosa, gerilime, kargaşaya boğanlardır. Çıkıp özür dilemesi gerekenler polise saldıranlar, belediye otobüslerini ateşe verenler, esnafın camını çerçevesini indirenlerdir.

  • Çıkıp özür dilemesi gerekenler faizlerin tarihimizin en düşük seviyesine indiği, IMF’e borcumuzun kapandığı başarılarla dolu bir dönemde Türk ekonomisine milyarlarca dolarlık fatura çıkartanlardır.
  • Bakınız biz siyasetçiyiz, biz milletin emanetini taşıyan, 85 milyonun mesuliyetini taşıyan insanlarız.
  • Bunların bir kısmı özellikle öne çıkan bazı şaibeli isimler, apaçık bir ihanet içinde Türk düşmanlarının değirmenine su taşımaktadır.
  • Türkiye kendi iç sorunlarıyla uğraşmaktan dış dünyadaki gelişmeleri takip edemedi.
  • Biraz evvel hem Sayın Rektörümüz, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanımız konuşmalarında detayları bizlerle paylaştılar.

2010’ların başında bu rakam yaklaşık 200 milyon dolar seviyesindeydi. Ülkemiz açısından bu tablo eleştirilecek değil, tam aksine alkışlanacak, övünülecek bir durumdur. Üniversitelerimizin yurt dışına açılmasını şahsen çok değerli buluyorum.

İptal işleminiz tamamlandığında üyeliğinizde kayıtlı olan E-posta ve GSM numaranız üzerinden sizi bilgilendireceğiz. Ülkemizin binbir emekle inşa ettiği yumuşak gücüne zarar veren bu ırkçı nefretin masum olmadığı açıktır. Türkiye’de ırkçılık adı altında topyekûn Türkiye düşmanlığı yapılmaktadır. Bunların bir kısmı özellikle öne çıkan bazı şaibeli isimler, apaçık bir ihanet içinde Türk düşmanlarının değirmenine su taşımaktadır. Allah’ın izniyle gençlerimizin bu tuzağa düşmesine fırsat vermeyeceğiz. Bakınız biz ülke ve millet olarak hiçbir zaman insanları derisinin rengine, yaşadığı yere, konuştuğu dile göre ayırmadık.

Projesinden temel atmasına kadar yapım sürecinin her aşamasını bizzat takip ettiğim Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’ni açmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Mensubu olmaktan daima iftihar ettiğim Marmara Üniversitesi’nin benim hayatımda çok müstesna bir yeri var. Bundan 43 yıl önce 1981 yılında şimdiki ismiyle üniversitemizin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldum. Siyasi hayatımız boyunca şahsıma tevcih edilen 60’ı aşkın fahri doktor unvanlarından en anlamlısını 2013 yılında üniversitemden aldım. Üniversitemizin akademik yıl açılışlarını pek çok kez birlikte yaptık. Başbakan olarak, Cumhurbaşkanı olarak mezun olduğum üniversitenin her meselesiyle yakından ilgilendim, vefa borcumu ödemeye gayret ettim.

Yarım asrı bulan siyasi hayatımız boyunca biz bunu yaptık. İnşallah bundan sonra da bu şekilde hareket etmeyi sürdüreceğiz. 2002’de Aziz Milletimizin teveccühüyle göreve geldiğimizde Türkiye’nin bir daha böyle bir tuzağa düşmemesi için daima çok dikkatli olduk. Bizim yaşadıklarımızı gençlerimiz yaşamasın, bizim çektiğimiz sıkıntılarla çocuklarımız karşılaşmasın diye çok çetin mücadeleler yürüttük. Cumhuriyet mitinglerinden Gezi Olaylarına kadar ülkemizin birliğini, dirliğini, demokrasisini hedef alan her şeyin karşısında durduk. Ama milletin emaneti ve iradesi tehdit altında olduğunda hiç tereddüt etmeden tüm gücümüzle buna karşı çıktık.

Hak ve özgürlüklerde yasalara mahkum edilerek ödedik. Güvenlikte terör örgütlerine istismar imkanı verilmesiyle ödedik. Toplumsal barışta, uzun yıllar kapanmayan kutuplaşmalarla ödedik. Milli birlikte ezeli ve ebedi kardeşliğimizin zayıflatılmasıyla ödedik. Geriye doğru baktığımızda şunu çok net görebiliyoruz. Gençlerimizi birbirine kışkırtan ve kırdıranlar aslında aynı odaklardı.

Biz de her yıl binlerce öğrenciyi yurt dışına eğitim için gönderiyoruz. Türkiye’de ise dünyanın 198 farklı ülkesinden yaklaşık 340 bin öğrenci var. Bu öğrencilerin yüzde 95’i kendi imkanlarıyla okuyor. Yani masraflarının tamamını kendi ceplerinden karşılıyor. Misafir öğrencilerin Türk ekonomisine yıllık katkısı 3 milyar dolar civarında.

Leave a Reply